hiç

6

1
hiç

çoook çok eski zamanlarda, belki de yüzlerce yıl önce 9 yaşında ali adında bir oğlan varmış.
ali, ne zaman pazara gitse, bir şey almayı illa ki unuturmuş.
bu yüzden annesi onu her pazara gönderdiğinde sadece üç şey almasını istermiş.
bir gün yine annesi ona pazara göndermiş:
-aliciğim pazardan ekmek ve elma alır mısın?
-ekmek, elma, ve ne?
-ekmek ve elma.
-ama hep üç şey ısmarlıyordunuz. niye şimdi sadece iki?
-çünkü unutuyorsun.
-olmaz. üçüncüyü de istiyorum.
-hayır!
-üçüncü ne alacağım?
-hiç!

ali daha önce hiç diye bir şey almamıştı.
pazarda acaba hiççi var mıydı?
pazara giderken unutmamak için tekrar etti:
ekmek elma hiç ekmek elma hiç ekmek elma hiç ekmek elma hiç...

ekmeği ve elmayı aldı.
eve yürürken hatırladı.
hiç almayı unutmuştu!
pazara koştu.
önce ekmekçiye sordu:
-hiç var mı?
-benimle dalga mı geçiyorsun be çocuk!
deyip ali'yi küreğiyle kovaladı.
ali de manava gitti.
-hiç kaldı mı?
-ne kaldı mı?
-hiç.
-hiç kalmadı. hadi oyalama beni.

ali, tüm pazar esnafını baştan aşağı dolaştı.
ama hiç bulamadı.

son çare lokantaya gitti.
tabi ya! lokantada hiç bilen birisi illa bulabilirdi.
-ne yemek istersin evlat?
-hiç.
-e ne diye geldin o halde?
-hiç almak için.
-işim başımdan aşkın zaten. hadi hadi git başkasıyla eğlen!

ali, olduğu yere çöküverdi.
ağlamaya başladı.
hiç yok! hiç kalmadı! halbuki unutmadım, aklımda ama yok, hiç bulamadım!
hiç hiç hiç hiç! diye inledi.
hiç!

o sırada lokantada bilge bir kadın yemek yiyordu.
ali'ye seslendi:
-çocuğum gel yanıma. galiba ben senin derdini anladım.

1 entry daha başa dön ↑

Bilgi, eğlence ve arkadaşların burada.