Günümüzde çoğu insan yapmak istediği sevdiği işi yapmıyor bu da insanların isteksiz olması ve yaptıklarında başarılı olmamalarını sağlıyor
Bazı insanlar o işleri sevmiyorlar yada başlarındaki insanlar rahat,işin garanti olduğu bir yerde çalışıyorlarsa baştan savma iş yapabiliyorlar.Bu yüzden doğru meslek seçimi çok önemlidir.
Özen ve imtinadan kaçan hakkıyla işini yapan çok azınlık . ya kişiye özel davranıyorlardır yada çalışan işe paramı alıyım gerisi ilgilendirmez zihniyeti taşıyordur.
Vazife aşkı yok bizde sürekli sevmeyerek ise giriyoruz .
İstemeyerek yaptığı için ya da mesuliyyetsiz olmasından dolayı
Dünyanın kendi etraflarında döndüğüne inanıyorlar
İşten mennun değildir bazıları işini yapar ama bazıları işini sevse bile kötüye kullana bilir
Bu mesleklerde çok karşıma çıkıyor. O kadar sinirleniyorum ki. Bir kasiyer arkadaş vardı hayattan bezmiş gibi ürünleri tak tuk atarak geçirirdi. Üf falan derdi. O markete bir gün beni dövecek bu hanım abla diye girerim hala. Bence işlerinden memnun değiller. Fakat bunu müşteriye yansıtmaları çok saçma. Bankada da denk geliyorum böyle vatandaşlara. Veznede ki kadınlar tek tip. Soğuk bir eda ile emrivaki konuşuyorlar falan. Git, yap, hadi bakayım falan. İşinizi düzgün yapmayacaksanız ne diye seçtiniz o mesleği kardeşim. Bırakın da hakkıyla yapacak biri gelsin.
Bunu daha çok bu insanın ya rahat olmasından kaynaklanıyor ya da art niyetli olmasından kaynaklanıyor 3 ve üzerine aldığı vazifeyi ve sorumluluğu yapmasını engelliyor
İşlerine gelmediği için
Bu tarz insanların çocuklarından yola çıkmak gerekir gelişim döneminde o insan bir sorumluluk sahibi olmamış ise bu yüzden yapmazlar sorumluluk sahibi insan yapması gerekeni olması gerektiği gibi yapar bu konu da o insanı değil yaşadığı çevreyi ele almak gerekir.
Çünkü insanlar artık liyakata göre işe almıyorlar. Dolayısıyla bilmediği işi ne kadar yapabilir. O nedenlede yaptığı işlerde verim olmuyor.
Ülkemizde çoğu insanın genel olarak tercihi bir işin kolayına kaçmak olduğundan dolayı yapması gereken işlerde de aynı şekilde tembel davranıyorlar.
Ülkemizde çoğu insanin genel salakligi su islerini adam akilli çalışıp yapsalar zaten ülke bu durumda olmayacak ki Zaten hepsi of yapamds bitsin hemen peşinde bu yüzdende gelisemiyoruz ulkecek herkes kendi keyfinin peşine düşmüş aq
Genel bir hastalık bu maalesef millet işini yapmıyor.
Baştan sağma derler o işe adam veya kadın diyelim sevmediği bir meslek üzerine zorla veya şartlar gereği okuyup bir işe girdiklerinde yaptıkları işten gram zevk almazlar yarım yaparlar işleri zaten ülkemizde iş disiplini denilen kavram neredeyse sıfır iş güvenliği konusundada aynı şeyler geçerlidir.
Liyakatla gelirsen bir mevkiye o zaman yaparsın işleri gerektiği gibi ama günümüzde son zamanlarda çok şey değişti insanlar artık öyle farklı bir bakış açısına sahip ki bazen neyin ne olduğunu bile kavrayamiyorlar
çünkü cok tembelller
Çünkü o işi gerçekten istemiyorlar severek de sahip olmamışlar demek ki
Çünkü kendilerine, yakınlarına karşı yeterli sorumluluk duygusu taşımıyorlar. Eğer kendisine saygısı olsa hak etmeden para kazanmayı düşünmezler bile. Hak etmeden kazanılan paranın kendilerine ve sevdiklerine zarar vereceğini düşünürler.
Etrafta o kadar işsiz varken sırf bü yüzden çoğu kişinin işini hak ettiğini düşünmüyorum bile. Özellikle bazı belediye temizlik işçileri mahalleye temizliğe geliyorlar sözde etrafı az biraz süpürur daha sonra mahalle bakkalı nin kapısında akşam mesai dolana kadar oturup sohbet ediyorlar. Yani çoğu kişi olduğu yeri hak etmiyor.
Belkide emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşünüyorlardır. Belkide haksız yere geç saatlere kadar çalışıp insanlara ücretini vermiyorlardır. Yani bana göre, daha önceden belirlenmiş mesai saatlerinde iş gören insanların emeklerinin karşılığını aldıkları zaman işlerini gerçekten tam ve sağlam yapacaklarını inanıyorum.
Yapacağı işi sevmiyordur başka bir açıklaması olamaz içinden gelmiyordur mutlu değildir ya da bir kazancı yoktur
Aslında yapılması gerekiyor ama herkes işine geldiği gibi davranıyor artık kimseyi takmıyorlar bir boşvermişlik var hepimizde.
Genel olarak, iş yapmayı pek sevmiyoruz. Dinlenmek, uzun oturmak, eğlenmek, kafa dinlemek, sohbet, muhabbet, izzet-ikram daha çok hoşumuza gidiyor. İş yapmayı üretimin bir parçası ve buna katkıda bulunmak olarak değil külfet, yorucu bir şey olarak algılıyor, öyle büyüyor, öyle yaşıyoruz. İkincisi, çoğumuzun yaptığımız (geçinmek için) iş ile gerçekte yapmak istediğimiz iş birbirinden çok uzak. bu nedenle de çoğumuz işimizi sevemiyoruz bile. Sevilmeden yapılan işten de hiç hayır gelmiyor yazık ki.
Üçüncüsü, hem kendimize hem de diğerlerine saygı konusunda ciddi bir eksikliğimiz var. Bir işi doğru ve tam yapmanın bizim ve karşımızdaki kişi için değerine, önemine kafa yormuyoruz hiç. Saçın ne güzel olmuş denmesi hoşumuza gidip, gururumuzu okşayıp, güvenimizi yükselttiğini biliyoruz. Yerinde, doğru, tam, düzgün bir iş yapmanın da benzer şeyleri hissettireceğini düşünemiyoruz.
Bir de daha özel olarak, kişi emeğinin karşılığını almadığı görüşündeyse, herhangi bir nedenle yaptığı işten yılmışsa, çalışma ortamı insanın dikkatini dağıtan yapıdaysa, iş yükü çok fazlaysa, yapması beklenen iş için gereken yeterliliğe sahip değilse, burası babamın çiftliği, ne istersem yaparım tarzı bir insansa, vs. sebeplerle başına geçtiği işi yapılması gerektiği gibi yapmıyor. Aslında kısacası, o işi yapmıyor. Yapmadığı iş için de ücret alıyor. Bunun yanında, işin yapılmasını bekleyen, buna güvenen kişiyi de yoruyor, üzüyor, geriyor, maddi zarara uğratıyor, zaman kaybedilmesine neden oluyor. Yani bildiğin zarar veriyor, kötülük yapıyor.
Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.