Bi keresinde çok güzel bir uykuya dalmıştım o kadar çok ihtiyacım varmışki uykuya nasıl derin bir şekilde daldıysam artık rüya içinde rüya gördüm. Bir sahil kenarında beyaz kumsalı olan mas mavi dibi gözüken bir Deniz'i olan yemyeşil ormanı olan bir adadaydım ve o Ada'nın ortasında koskocaman saray gibi bir evim vardı içinde birsürü ailenin yaşadığı koskocaman bir kale gibiydi sanki küçük bir şehir gibi görünüyor öyle anımsatıyordu herkes mutlu ve herkes birbirine gülümsüyordu daha sonra büsbüyük bir tatil gemisi içinde binlerce kişi ile güzel bir teknolojik şehir'e gidiyorduk çok uzun bi rüya idi ve rüyanın içinde uyudum o zaman kendime geldiğimi sandım ama rüyada kendime geldiğimde yer bir bağ gibi tarla gibi bir yerin ortasındaydım kendime geldiğimde evde yatağımdaydım rüya bana o kadar iyi ve güzel hissettirmiştiki tekrar görmek için hergün o rüyayı düşündüm.
unutamadığım o kadar çok rüyam var kii
Ben rüyalarımda hep adrinalin içerinde oluyorum ya birinden kaçıyorum ya da birini kovalıyorum. Unutamadığım bir rüya değil de genelde hep küçüklüğümle ilgili rüyalar görüyorum.
İlk okul yıllarında rüyamda şu açılır kapanır market kapılarına annem sıkışıyordu ve sıkışarak can veriyodu gözümün önünde ve her bunu görüşümde annemi uykusundan kaldırıyordum daha sonra bunları unutmak için uyuyana kadar elma diye tekrarlıyordum nedendir bilinmez unutmamı da sağlıyordu
Babamı cenaze aracında tabutun içinde görmüştüm. Bir hafta geçmeden rüyada gördüğüm aynı yerde cenaze aracı değil de ambulansta gördüm onu gerçek hayatta. Epey riskli bir kaza geçirmişti. Allah korusun ölümden döndü. O an o görüntü asla gitmez aklımdan. Hiç o kadar çaresiz umutsuz hissetmemiştim.
Öldüğüm rüyalar
Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.