+1

Düşük seviyede elbette ama bulunduğumuz coğrafya ile alakalı her şey. Demokrasi standartı diye bir şey bana çok gerçekçi gelmiyor maalesef.

1 0
paylaş
+1

@ilhamgeldi "bulunduğumuz coğrafya ile alakalı" söylemine katılmakla beraber bunun çok savunmacı ve hatta gerçeğin üzerini örten bir şey olduğunu söylemeliyim. Evet haklısın, Ortadoğu çöplüğünün dibinde varlığını idame ettirmeye çalışan bir ülkeden bahsediyoruz. Ancak kendi iç dinamiklerimizden de kaynaklanan bir düşüklükte yok mu? Mesela hala 2018'in dünyasında dahi bir referandum yapılsa "saltanat gelsin mi" diye, eminim yine büyük bir çoğunluk evet diyecektir. İnanılmaz sayıda 'biatçı' düşünce mantalitesine sahip insan topluluğu var ülkemizde. Bunlardan dolayı da demokrasi seviyemiz düşük olamaz mı?

+1

@Antiklerikalist haklısın elbette ama işte onun nedeni coğrafi diye düşünüyorum. Gerçeğin üstünü örtmek ya da bahane uydurmak değil. Olanı söylemek gibi. Sonuç olarak içinde bulunduğumuz toprakların ürünüyüz. Bunu görmezden gelemeyiz, daha iyisi neden olmuyor diye soralım düzeltelim. Bunlara lafım yok ama bir yerden sonra sonuç bu. Bahsettiğin örnekte de sonuna kadar haklısın ama tek tek insanları bulup düzeltmek diye bir şey söz konusu mu mesela? Tüm bu geriye gidişin kaynağı nedir? Yine insanların yaşadığı çevre. Ben başka açıklama bulamıyorum. Atatürk gibi bir lider gelip reforme etmediği sürece bu coğrafyada ne ileri gidebilmiş mesela? Onlar bile bir yere kadar etki etmiş, zaman içersinde insanların çevresel faktörle belirlenen din, örf, adet tercihleri ağır basmış.

1 0
paylaş
+1

Yerlerde net

1 0
paylaş
+1

@ilhamgeldi Söylediklerine kısmen imzamı atarım. Ben de yakın zamana kadar senin gibi düşünmekteydim. Ancak şunu fark ettim ki günümüz Türkiye'si toplumunun demokrasi ile olan ilişkisi artık yüksek bürokrasi siyasetin olduğu bir çözüm ile ileri bir seviyeye kavuşamayacak. Çünkü iktidara gelen kişiler de en nihayetinde bu toplumun ürünü. Buradaki demokrasi değersizliği, günümüz dünyasını (bilimi ve bilginin değerini) yakalayamamış Türkiye toplumunun bizatihi kendisinden kaynaklanmaktadır. Eskiden olsa Kitle İletişim Araçları kısıtlı, internet yoktu, kitap yoktu, okul yoktu, kütüphane yoktu vs. gibi bahaneler geçerli olabilirdi. Ancak 'inatla' kitap okumayan bir toplumun demokrasiyi düzeltme imkanı bence artık siyasetçilerin elinden çoktan çıktı... Sonuç olarak eğer bu toplum hala umudunu muhafazakarlıktan, milliyetçilikten ve dinden aradığı sürece hiçbir şekilde demokrasi idealine kavuşamayacaktır. Nitekim uzak ve yakın tarihimiz de bunu göstermektedir.

Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.