0

Bunun genel bir eksiğimizden kaynaklandığını düşünüyorum. Saygı kavramını ne kadar ciddiye alıyor görünsek de toplum olarak öz saygı (=onur) kavramı üzerinde daha fazla çalışmamızın doğru olacağını sanıyorum. Kendisine saygı duymayı beceremeyen bireylerin başkasına duydukları şeyin saygı olamayacağı (korku veya başka bir şey ama saygı değil bence) düşüncesindeyim. Böyle bireylerden de herhangi bir konuda gerçek anlamda saygı beklemenin mümkün olamayacağını düşünüyorum. Öte yandan, kolay ateşlenen, kolay dolduruşa gelen, öfkesini kolay ifade eden bir toplum olduğumuzu da düşünüyorum. Bunları yaparken sağlıklı olmalarıyla da çok ilgilenmiyoruz diye düşünüyorum. Ağzımıza geleni sayıp döken veya işi doğrudan fiziksel saldırı boyutuna kadar vardırabilen bir yapımız olduğunu, bunun da (nedense) hoşgörülebilir bir şey olduğuna inanmak gibi bir eğilimimiz olduğunu sanıyorum. Özellikle siyaset alanında, genel anlamda benimsenen yaklaşımın 'çamur at, bulaşmasa bile izi kalır' benzeri bir yaklaşım olduğu düşüncesindeyim. İnsanların hırslarının, her türlü insani davranışın (sevgili, saygılı, birleştirici vs.), insana yakışan lisan kullanma eğiliminin, adalet, hak gibi vicdani olguların, dürüstlük gibi insani özelliklerin önüne geçebilecek kadar güçlü olması bana korkutucu geliyor.

0 0
paylaş

Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.