Başıma bir iş gelmeyecekse, Recep Tayyip Erdoğan'a benzetirdim. Boyu boyuna, huyu huyuna.
Kesinlikle Trump'a benzetirdim.Oda aynı kafada hareket ediyor.Kötü bir şeyi başlatıyor ve sonra geri çekilip karmaşayı izliyor.Yarattığı kargaşa tam durgunlaşmışken yine ortaya çıkıyor ve kargaşayı tekrarlatıyor.
Pazartesi gününü birine benzetecek olsam, muhalefet lideri diye geçinen ama iktidarın doğal kuyruğu gibi davranan birine benzetirdim.. Bana o kadar çekilmez geliyor ki, pazartesi günleri.. Dolayısıyla otomatik olarak eşleşiyorlar benim gözümde..
pazartesi gününü uykudan uyandıran anneme benzetirdim. her gün hiç aksatmadan gelir saat 7 de kaldırır. ne zaman kendi başıma kalsam saate bile gerek kalmadan annemin sesi kullagımda kalk hadi işe gideceksin diye çalar saat gibi kulağımda yankılanmasındandır.
Pazartesi Nazım Hikmet olsun isterdim.Vatanına hasret,gökyüzüne hasret,sevdiklerine hasret kalan Nazım Hikmet ''Boynunun borcudur bir gün daha fazla yaşamak''
Pazartesi yeni başlangıçlar,yeni umutlar,yeni hayaller,yeni aşklar...
Pazartesi Nazım Hikmet olsun.Sevmekten hiç bıkmayan,umudunu hiç kaybetmeyen..
Pişman değilim yaşadıklarımdan,öfkem belki de yaşayamadıklarımdan. Nazım Hikmet
Pazartesileri yaşayalım kaçmadan hayattan. Değişen sadece bir günün adı bakarsan..
Nazım gibi sanki başlangıç haftanın ilki ilk günü gibi dursa da biraz kasvetli kadınların canını yakan adam gibi çalışanlar ve öğrencilerin canını da pazartesi yakıyor
Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.