Nasrettin hoca konya akşehirli bir sivri akıllı hocadır.Dünyanın merkezi burası inanmassan ölç sözü efasanedir.
Kendisi Konyalı efsanevi hocalarından birisidir ve fıkraları ile oldukça meşhurdur Nasrettin Hoca bir gün gölün kenarında Elinde Bir Tas yoğurt gölün içine yoğurt bırakıyormuş ve Bunu gören ahaliden bir kişi hocam Ne yapıyorsun diye sormuş Hoca da karşılık olarak Göle maya çalıyorum demiş hocam Göle maya çalınır mı hiç Hiç tutar mı demiş o da Ya Tutarsa diyerek cevap vermiş.
Nasrettin Hoca Eskişehir ilçesi Sivrihisar'a bağlı Hortu yöresinde doğdu. Zamanında medreselerde ders vermiş ve kadılık görevinde bulunduğu için Nasrettin Hoca denilmeye başlandı. Bir fıkrasına örnek verecek olursam, bir gün Nasrettin Hoca bir arkadaşı ile handa birlikte kalmış. Gece yarısı arkadaşı, hocam uyudunuz mu diye sormuş? Nasrettin Hoca buyrun diye karşılık vermiş. Arkadaşı ise sizden biraz borç para isteyecektim hocam diye bir talepte bulunmuş ve Nasrettin Hoca derhal uyumaya başlamış ve ben uyuyorum diye karşılık vermiştir.
Nasreddin hoca akşehirli bir insandı ve zamanında insanların dini ve hayatı yanlış yaşamasını mizahi şekilde insanlara ders vermesini fıkralar ile sağlıyordu
Nasreddin Hoca, Akşehir'de yaşadığı düşünülen mizah yeteneği yüksek bir ariftir. Döneminin sözü dinlenen kişilerindedndir. En çok bilinen fıkralarında biri, göle maya çaldığını gören bir adamın, "Hocam hiç göle maya çalınır mı? Hiç göl maya tutar mı?" deyişine karşılık, "Ya tutarsa?" demesidir.
Nasrettin hoca Eskişehir ilçesi his sivrihisar'a bağlı hortu köyündendir. karısının ciğeri kedi yediğini söyleyince kedi 2 okka yediği ciğer bir okka o zaman kedinin 3 okka gelmesi gerekir ama kedi hala 2 okka deyince karısı susar kalır
Nasrettin hoca fıkraları olarak şunu söyleyebilirim ki oda baklava olayı pazarda adamin biri ile konusmasi.
Akşehirin en zeki ve kurnaz insanı nasretin hoca birgün timurun yolu akşehirden gececekmiş kölüler aman hocm bizi kurtarısan sen kurtarırsın derler ve köyünü çok seven nasretin hoca kabul eder köyün ilerisine büyük bir otag kurdurur ve güzelbir şatafat hazıratır kedide büyük bir fes giyer ve oturur otaga askerler geli sen kimsin be adam der nasretin hoca ben ilahımder ben sizle muhatap olmam der ve bana liderinizi cagırınder askerler atlarına binip timurun yanına varırlar bir adam var ovanın ortasında ve bizi ben ilahım sizle muhatap olama bana komutanınızı cagırındedi timur yanıa kör birasker alarak otaga gider ve hocaya hidetle sen kimsin der ben ilahimder sen ilahsan bu kör adamı iyi et bakıyım der hocada ben belden aşaga bakarmder timurda derki benimde bacagım sakat ben belden altınada bakmam der nasretin hocanı odugunu anlar ve akşehiri yagmalamaz
ya tutarsaaa :D :)))))
Nasrettin hoca Eskişehir’in ilçesi olan Sivrihisar’a bağlı Hortu köyünde doğmuştur. Nasrettin hoca insanları güldürmek için fıkralar yazan, doğru ve dürüstlükten yana olan, iyilikleri bildiren bir veli’dir. Nasrettin hoca fıkralarında genellikle “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” mantığı güdüyordu. Bu yüzden fıkralarını okuyan Kişiler fazlaca anlam çıkartıyordu.
Hoca’ya:
-“Efendi” demişler, “padişah mı büyük, yoksa çiftçi mi ?”
-“Çiftçi büyük elbet” demiş. Hoca eklemiş; “Çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse padişah acından ölür.”
Selçuklular döneminde, Anadolu'da, Sivrihisar'ın Hortu köyünde doğmuş, bir süre imamlık yapmış, Akşehir'e yerleştikten sonra dersler vermiş ve kadılık görevi üstlenmiş, sevilen, insanları güldüren bir kişi olarak bilinmektedir Nasrettin Hoca.
Hoca’nın kadılık yaptığı sıralarda bir adam gelip "Hoca efendi, size bir şey danışacağım." der. Hoca onu buyur eder, adam sözünü sürdürür: "Geçen gün, komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnını vurup öldürmüş. Şimdi ne yapmam gerek?" diye sorar. Hoca, sakallarını sıvazlayıp bir an düşünür ve: " Hayvan bu, dava edecek değilsin ya!.. " der. Ardından " Sahibinin de bu işte suçu yok; ne bilsin böyle olacağını?" diye sürdürür sözünü. Adamı yüzü güler ve hocaya: " Kusura bakma kadı efendi, ben bir yanlışlık yaptım. Ölen inek benimki değil, seninkiymiş." deyince hoca yerinden doğrulup: " Bak şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da hele bir bakalım! ..." der.
-
Nasretten Hoca din alimi, mütefekkir, anlatmak istediklerini nükteli anlatan ve sivri zekalı bir insandır. Bir gün Nasrettin hocaya bir komşusu bir küp getirir ve kendisine emanet eder. Komşusu kısa bir süreliğine gelemeyeceğini ve kendisine bu küpe göz kulak olmasını söyler. Komşu gider ama bir daha geri gelmez. Nasrettin hoca küpün içinde ne olduğunu merak eder ve küpün kapağını açar. Bir bakar ki içinde bal var. Hoca bala bir parmak çalar. Bal o kadar tatlıdır ki, bir gün bir parmak, iki gün bir parmak, üç gün bir parmak derken küpte bal kalmaz. Uzun bir aradan sonra komşu çıkar gelir ve küpü hocadan ister. Nasrettin hoca küpü adama verir. Küpü alan adam küpün hafif olduğunu hisseder ve küpün kapağını açarak küpe bakar. Ne görsün? Küpün içi boş! Aman hocam bunun içinde bal vardı. Bala ne oldu diye sorar? Nasrettin hocada; balı ne sen sor ne de ben cevap vereyim der.
Nasrettin Hoca çağdaşları arasında zekası ve belagatiyle öne çıkan alim bir zattır. Şu fıkra çok meşhur: Timur filleri ile Akşehir'e giriyor. Başlarında koca kavukları ile, o devrin en büyük alimleri Seyid Şerif Cürcani, Molla Cami, Akşehirliler'in karşısına oturmuş. Timur Akşehirliler'e diyor:''sizin en büyük âliminiz gelsin. Benim ulemamın soracağı sorulara cevap verirse, kurtuldunuz. Ama veremez ise onun kellesi de sizin kelleleriniz de gidecek, benimkiler cevap veremezse onların kelleleri gidecek.''diyor. Akşehirliler Nasreddin Hoca'yı gönderiyorlar. Timur'un âlimleri ne sorsalar hepsine Hoca gayet net cevap veriyor. Akşehirliler kurtuluyor. Sıra Hoca'ya geliyor. Kısa, tek bir sorum var diyor. ''Tunetunnehu Yeteyetezerzerune İnnehu kâl" bu nedir'' diyor.
Seyid Şerif Cürcani, Molla Cami şöyle bir bakışıyorlar. ''Hünkârım, bilemedik'' diyorlar. Timur, kendi âlimleri bilemeyince çok hiddetleniyor ''Tiz, kellelerini vurun'' diyor. Timurun âlimleri ''Hünkârım, bari cevabını alalım da öyle ölelim'' diyorlar. Bu arada Nasreddin Hoca araya giriyor '' Ya Hakan, bunlara bir ay mühlet verelim. Bir ay boyunca arasınlar, bir ay sonra geleyim'' diyor. Timur'un âlimleri harıl harıl çalışıyorlar.
Aradan bir ay geçiyor randevu günü gelip çatıyor. Hoca Akşehirliler'e sarık sarın diyor. Büyük bir sarık sarıyorlar. daha da büyük olsun diyor. Çekyat büyüklüğünde sarık sarıyorlar. Yetmez daha da büyük diyor. Araba büyüklüğünde sarık sarıyorlar.Yetmez daha da daha da diye diye oluyor ev büyüklüğün de bir sarık. Nasreddin Hoca'nın sarığını 100 fil çekiyor. Timur'un huzuruna böyle yavaş yavaş gidiyorlar. Timur 'un uleması sarığı görünce eyvah bittik diyor, İlme bak. Timur kendi adamlarına buldunuz mu diyor. Hünkârım bulamadık diyorlar. Hemen diyor vurun kellelerini. Hünkarım cevabını versin de öyle ölelim diyorlar.
Nasreddin Hoca ''aaaaa! "Tunetunnehu Yeteyetezerzerune Zırzırıltiyyetun İnnehu kâl" cehalete bak, bilmiyormusunuz bunu'' diyor. ''efendi, nedir bu'' diyorlar. ''Ramazan davulu'' diyor. ''ne alakası var'' diyorlar. O tokmak var ya diyor. tunetunnehu diye vurur. Haaa diyorlar. Davulcunun öbür elinde ince bir çubuk vardır. O da yeteyetezerzerune diye vurur. Davulun içinde bir tel gerilidir. vurdukça zırzırıltiyyetun diye öter diyor. Peki o hadis gibi innehu kâl ne diyorlar.
Onu da ben uydurdum.
Nasreddin Hoca Akşehirde yaşadığı, doğduğu düşünülen din alimidir. Zeki olması onun en ayırt edici özelliğidir aslında. Uzun uzadıya gereksiz uzatmak istemiyorum benim en çok hoşuma giden fıkrasıda meşhur kazan fıkrasıdır.
Çok eski zamanlarda Konya çevresinde yaşadığına inanılan efsanevi kişidir. Güldüren ve aynı zamanda ders veren birçok fıkralara konu olmuştur. Eşeğine ters binmesi ve gölü mayalamaya çalışması ile meşhurdur.
Nasrettin hoca Konya Akşehirli hazır cevaplılığıyla meşhur bir hocadır. Nasrettin hocaya birgün sormuşlar hocam cenazenin neresinden gitmek gerek", hoca da demiş ki "içinde gitme de, neresinden gidersen git."
Akşehirli meşhur fıkra kahramanımız. Şu fıkrasını da severim hocanın eşeği çalınıyor ve tüm köy hoca ya bunu yapsan şöyle olmazdı bu tedbiri neden almadın gibi cümleler söylüyor. Hoca da haklı olarak diyor ki: Hırsızın hiç mi suçu yok?
Cevap veren arkadaşlar Nasrettin Hocanın kim olduğunu yazmışlar bu yüzden yazmıyorum.Nasrettin Hocanın göle maya çalmak ve kazan doğurdu fıkralarını seviyorum.
Baklava(fıkrası)Nasrettin Hoca;
-Selamün aleyküm hocam
-Aleykümselam evladım
-Hocam az önce buradan bir tepsi baklava geçti biliyor musun ?
-Eeee... Bundan bana ne evladım
-Ama hocam sizin eve doğru gidiyordu...
-Peki sana ne o zaman evladım ?
Nasreddin hoca mizahçı ,eğlenceli bir kişiliktir.Öğretirken güldürür.Her Bir fıkrası atasözü niteliğindedir.Doğuran tencere , eşeğe ters binmesi ,göle maya çalması, ye kürküm ye,eşeğemi inanıyorsun bana mı ? en bilinen fıkralarıdır.Değişik bir fıkrası illaki biliyorsunuzdur. Hocanın hanımı ölmüş.Hoca daha sonra dul bir hanım ile evlenmiş. Yeni hanım sağ olsun sürekli eski eşini anlatıyormuş.Bir gün akşam yatakta hanım başlamış eski eşini anlatmaya..Eski beyim şöyle idi böyle ,onu yapardı,bunu yapardı.Hoca sinirlenmiş bir tekme hanımı yataktan atmış.Kadın şaşırmış hoca efendi ne yaptın neden attın beni ? hoca demiş ki : yatak ta 3 kişiyiz sen ben ve eski kocan.. sığamadık sen yataktan düştün :))
Nasreddin hoca zamanında yaşadığı söylenen bir hocadır fıkrası: Hoca bir gün giderken esekten düşmüş herkez yardım etmek için gelmiş nasreddin hoca hepsini geri çevirerek: bana eşşekten düşmüş birini getirin beni anca o anlar demiş.
Nasrettin hoca herkesin tanımış olduğu konyalı efsanevi hocalardandır.Fıkralarını bütün çocuklar bilir Nasrettin hocanın.Bir fıkrasını söylemek isterim: Nasrettin hoca bir gün camiye vaaz vermeye gider.Cemaate,size bir şey analatacağım biliyor musunz der cemaatte hep bir ağızdan hayır diye bağırır .Nasrettin hocada neden anlatayım ozaman ben size der ve çeker gider.Ertesi gün tekrar vaaz vermeye gider ve bu sefer tekrar size bir şey anlatacağım biliyor musunuz de ve cemaat bu sefer evet der.Nasrerttin hocada ozaman anlatmama gerek yok der.Ertesi gün tekrar gittiğinde bu sefer cemaatin yarısı evet yarısı hayır der nasrettin hoca da;Bilenler bilmeyenlere anlatsın ozaman der .
Parayı veren düdüğü çalar demiş hoca daha ne desin. Sivri akıllı bir hoca olarak tarihte yer alan kişi.
Hoca komşusuna leğen almaya gitmiş.almis gelmiş.ertesi gün leğen sahibi leğeni istemeye gelince hoca leğenin yanında küçük bir leğen daha vermiş.adam bu ne hoca deyince leğen doğurdu demiş.adam sevinmiş.inanmamis ama sevinmiş.ertesi gün hoca gene leğeni istemiş ve almış.adam sevinmiş hoca isteyince hemen vermiş.adam ertesi gün leğeni istemeye sabırsızlıkla gitmiş.belli mi olur gene doğurur belki.adam gitmiş hoca bu sefer leğen yok leğen öldü demiş.adam inanmamış.hocada dogurduguna inaniyon da öldüğüne niye inanmıyorsun demiş.
Güzel bir örnek hikaye.
Konya'da yaşamış olan bir nevi bilge bir kişi. Eğitici ve güldürücü biri aynı zamanda. Aklıma da ilk olarak göle maya çalmak hikayesi geliyor, küçükken okuduğum bjr hikayeydi.
Göl maya ya tutarsa fıkrasını hatırlıyorum Nasrettin Hocanın zamanında akşehirde yaşamış olan kişi.
Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.