+1

İzleyeni halkaya çeken dizi
şimdi bir tane karabulut ailesi var. bildiğimiz karabulut ailesi kadar
olmasa da yeterince acı çekmiş.

bir tane cihangir var. eskiden
normalmiş ama gençliğinin
başında yurt dışına gitmiş.
yurt dışı hollywood*. orada şizofren olmuş, fight club kurmuş. bunu şu an uykusuzluk sorunu sanıyor. türkiye'ye dönerken de ensesinden bir çip
takmışlar. her şey o çipte. ancak o çipin çözülmesine henüz iki sezon var.
serkan'a dizinin fotoğraf çekiminden farkını kim öğrettiyse onun da eline
sağlık, poz vermiyor lan adam artık, büyük bir dönüşüm.

bir tane kaan var, kaan oynuyor. nazan kesal ile saatlerce karşılıklı oynadığı
için bu kez tam anlamıyla oyuncu olur diye düşünüyorum. gerçi daha
başlangıçta uğur polatlarla falan oynamıştı ama bu kadar ikili
sahnesi yoktu. onun adına
sevindim, çünkü ben de artık
"oldu" demek istiyorum
oyunculuğuna.

sandıkçı'nın karakteri derinleştikçe
daha da seveceğimizi düşünüyorum. annemi ilk defa ahmet mümtaz
taylan'ın "içi geçmiş baba" rolünden
çok daha fazlası olduğuna inandırabildim. bence çok iyi bir rol seçimi yapmış. nasıl üzerine oturdu bilmiyorum o "hafif atarlı yufka yürekli baba" rolü. öyle 6-7
yapımda da değil, 2-3 yerde
oynadı onu sadece. ama baksana
seyirci bile garipsemiş polis rolünü işte tam da bu yüzden tam zamanında, çok iyi bir seçim yapmış bu projeyle. yoksa yapışıp kalacaktı eski rolleri. seyirci de alışır, merak etmesin.

iskender, hümeyra, ilhan karakterleri zaten türk dizilerini aşan bir güzellikte. kötü senaryoları, çekimleri bile güzelleştirebilmiş isimler bunlar (yapım ismi vermeyeyim). bir yıldır falan trt'nin hiç açılmadığı bizim evde diziye ilk şansın verilme sebebi zaten nazan kesal, onu da belirtmeden geçemeyeceğim. sonrasını bekleyip görelim bakalım.

(karakterlerin isimleri neydi diye google'layınca şimdi hande erçel'in annesinin haberini gördüm. başı sağ olsun. avutmayı hiç bilmem ama bizim de birkaç on yıl sonra gideceğimiz yer aynısı, bir yolculuğa geç kalıp sonraki uçağa yetişmek gibi. bu arada yapımın kendisine hoşgörüyle destek olmasını bekliyorum. ara vermek mi ister, kendini işle avutmak mı ister, sahne mi eler, yönetmenin beklentisinden farklı mı oynar, saygı duyulmalı. hele de oynadığı karakterin ruh hâliyle zıtlığı düşünülünce zorlanacaktır, doğal olarak. biz her türlüsüne saygı duyarız, seyirciyi bahane etmesin kimse bu durumlarda. ha bana sorsan, müjde'nin senaristin çizdiği o sürekli şirinlik yapan mafya çırağı prototipinde olmasına lüzum dahi yok aslında.)

Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.