+1

Sonra varlıklı bir adam konuştu: 'Bize vermekten bahset'

Ve o cevap verdi

'Sahip olduklarınızdan verdiğinizde
çok az şey vermiş olursunuz;

Gerçek veriş kendinizden vermektir.

Çünkü sahip olduklarınız yarın ihtiyacınız olabilir
diye saklayıp koruduğunuz şeylerden ibaret değil mi

Ve yarın kutsal şehre giden hacıları takip ederken, kemiklerini
iz bırakmadan kumlara gömen fazla uyanık bir köpeğe ne
getirilebilir?

Ve ihtiyaç korkusu da, ihtiyaçtan başka bir şey değil midir?

Kuyunuz tamamen doluyken susuzluktan korkmak
tatmin olamayan bir susuzluk göstermez mi?

Çok fazla şeye sahip olup çok az verenler, bunu
gösteri isteyen gizli arzuları için yaparlar,
ki bu da armağanlarını yararsız kılar.

Ve bazıları vardır ki; çok az şeye sahiptirler ve hepsini verirler.
Bunlar hayata ve hayatın definesine inananlardır,
ve kasaları hiç boş kalmaz.

Bazıları sevinçle verirler, bu sevinç onların ödülüdür

Bazıları ise ıstırap içinde verirler ve bu acı onların vaftizidir

Ve bazıları vardır ki, ne vermenin acısını hissederler,
ne sevinç ararlar, ne de erdemlilik düşüncesi taşırlar;

Onlar, şu vadideki mersin ağacının kokusunu salışı gibi verirler.

Böyle kişilerin elinde Tanrı dile gelir ve
onların gözlerinden Tanrı dünyaya gülümser.

İstendiği zaman vermek güzel bir davranış olabilir; fakat
istenmeden, ihtiyacı hissederek vermek çok daha anlamlıdır.

Ve cömert olan için verecek kimseyi aramak,
veriş olayından daha fazla sevinç getirir.

Vermekten alıkoyacağınız herhangi bir şey olabilir mi?

Sahip olduğunuz her şey bir gün verilecektir.

Öyleyse şimdi verin ve vermenin hazzını
mirasçılarınız değil siz yaşayın..

Çoğunlukla şöyle dersiniz:
' Vereceğim, ama hak edeni bulabilirsem.'

Ne koruluktaki meyve ağaçları böyle düşünür
ne de çayırdaki sürüler

Onlar, saklandığında çürüyecek olanı, yaşayabilsin diye verirler.

Herhalde kendisine günler ve geceler verilmesini hak eden
bir kişi, sizden gelebilecek şeyleri de hak eder.

Ve hayat okyanusundan içmeye hak kazanmış bir insan,
sizin küçük ırmağınızdan da bir bardak su alabilir.

Faydasından öte, kabul etmenin gerektirdiği cesaretten ve
güvenden daha büyük bir değer var mıdır?

Ve siz kim oluyorsunuz da, onların göğüslerini yırtarak
gururlarını korunmasızca ortay seriyor, sonra da
onların değerlerini örtüsüz ve gururlarını
utanmasız olarak değerlendiriyorsunuz?

Önce kendinizi vermeye hak kazanmış ve
verme olayında bir aracı olarak görün.

Çünkü gerçekte her şeyi veren hayattır
ve siz kendinizi bir verici olarak belirlediğinizde,
sadece bir tanık olduğunuzu unutuyorsunuz.

Ve siz alıcılar, ki hepiniz bu gruba dahilsiniz, ne kendinize
ne de size verene bir boyunduruk yüklememek için,
hiç bir minnet hissi taşımayın.

Bunun yerine armağanları kanat yaparak,
verenle beraber yükselin;

Çünkü borcunuzu gereğinden fazla abartmak,
annesi özgür yürekli dünya
babası evren olan cömertlik olgusundan
şüphe etmek demektir.'

Halil Cibran

1 0
paylaş

Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.