Gazeteler kuklalaştırılmış ama okuyanlar aynı zamanda tek bir çatı altında toplanmış insanlar olarak belirtilmiş.Yani gazete okuyanları yönetilen olarak belirlemek ne kadar doğrudur bilemeyeceğim ama başka bir yargı çıkaramadım.
Görseldeki karikatür, çok yalın bir gerçeği çok çarpıcı bir biçimde anlatmış.. Üstelik de tek kelime kullanmadan.. Bugün dünya üzerindeki birçok ülke bu durumda, gelişmiş denilenlerin de pek çoğu dahil olmak üzere.. Herkes bir şeyler okuyor ama büyük çoğunluk önüne konulanı, kendisine sunulanı okuyor.. Kültürsüzlüğün adı popüler kültür olmuş durumda.. Karikatürdeki gazetelerin yerine TV ya da akıllı telefonlar da konulabilirdi.. Hepsi aynı kapıya çıkıyor sonuçta..
Yukarıdaki el izin verdiği sürece gazetelerini okuyabilir o elini kaldırdığı an haber almak kısıtlanır. Bir ele birine bağlı
Birinin ben ne zman istersen bazı seyleri benim istediğim sekilde öğrenirsiniz haberiniz olur dene şekli aslında çok anlamlı su an herkes robotlastirilmak isteniyor aynen bu sekilde kimse sormadım kimse kurcalamasin doğrular ve yanlışlar birilerinin dediği gibi olsun susalim ve birileri saman altından su yada baska şeyler yurutsun falan bunun gibi şeyler as olan hepimizin uyutuldugu şayet bu sekilde gişede daha çoook uyuruz .
Bence doğru yorum şu ; Medya insanları istediği gibi yönlendiriyor.
İnsanlar gazete okuyorlar ama üst taraftan bir el onları kukla gibi yönetebiliyor. Yani eli kımıldadığı anda gazete sayfaları kapanabilir ya da onun isteği doğrultusunda açılabilir. Bu da günümüzdeki medyayı temsil ediyor aslında. Objektifliği sınırlı ve her şeyi haber yapamıyor. İnsanlar da medyadan duyduğu kadar bilgi sahibi konu hakkında.
Çoğu şeyi olması gerektiği gibi değil yüksek yerlerdeki insanların bize yansıttığı gibi algılıyoruz. Öyle algılatıyorlar çünkü.
Tamamen prim kasmak için milleti kandıran bir resim gerisi dört mevsim...
Tüm medya organları farklı işler hatta farklı yorumlarla daha farklı işler yapsada hepsinin tek ele bağlı olduğu çıkarılabilir bence :)
Türkiye'de okunabilecek tarafsız bir gazete yok denilecek kadar az. Erdoğan'ın günlüğü gibi lehine yazılmış çoğu gazeteler, geri kalan muhalefet lehine yapılan haberler.
yalancı medya
Medyanın tamamının tek elden yönetildiğini ve farklı yerlerde olduğumuzu düşünsek de medyanın yönlendirmesi ile hepimizin aynı amaca hizmet ettiğimizi anlatmış. Çok da ağır ve acı şekilde anlatmış.
Medyanın insanlar üzerindeki etkisi anlatılmak istenmiş. Bazı düşünürlere göre medyanın bireyler, toplum kesimleri ve toplum üzerindeki etkileri bilmeden, istemeden ve bir kasıt olmaksızın kendiliğinden oluşmaktadır. Fakat yapılan araştırmalar sonucunda konunun hiçte öyle olmadığı anlaşılmıştır.
Gazetelerin televizyonların veya sosyal medyanın insanlar üzerindeki etkisini görüyorum medya organları insanları istedikleri gibi yönlendire biliyor malesef
İktidarda olan insanlar halkı istedikleri gibi yönlendirebiliyor.Fotoğrafta da gördüğümüz gibi iktidar medyayı ve gazeteyi istediği gibi yönetip,insanların beyninini yıkayabiliyorlar.
Basının gazetelerin hiç bir zaman tam olarak özgür olamayacağından bahsediyor.
Basın özgürlüğünün olmadığını ifade eden bir karikatür olduğunu düşünüyorum. Tüm basının tek ve aynı el tarafından yönetildiği betimlenmiş.
Medyanın gazete okuyan insanları kukla gibi yönlendirmesini görüyorum.Yani insanlar medyanın onlara göstermek istediklerini sadece körü körüne görüyor,okuyor ve onaylıyor.
Basının dayatmış olduğu haberi zorla okuyorlar. Köle yapılmış gibi dayatılıyor.
El deki ipler gazetelere bağlanmış , bu bağımsız ve tarafsız olması gereken ve halkin Anayasa ile güvence altına alınmış haber alma özgürlüğü ne olan bir saldırı olarak görüyorum ? Peki gerçekten medya üzerinde hükümet etkisi var mı ?
Bunu anlamak için herhangi bir TV kanalını veya gazetelerin %90 ni alip bir kaç sayfasına bakmamız yeterli taraflı olduklarını anlamak için kimsi olmayan sözler olmuş gibi yazar, kimisi elinde delil olmadan başkasına iftira atar , çamur Atar. En başta bu durum gazetecilik mesleğinin onuruna hakarettir .
Son söz ise bu duruma gelinirken hükümetin yaptıkları nasıl yaptıkları , öncelikle vergi cezalarını silah gibi kullanıldı hakemden kişilere hakemden cezalar verilip sindirildi ardından ödeyemeyecek borcun altına giren kanal ve gazeteler iflas edilmek zorunda bırakılıp TMSF e koydu ve hükümete yakın iş adamlarına ( Devlet bankasından tüm tutarın düşük faizle kredi alınmak suretiyle) satın alınması demeyelim de el altında peşkeş çekilmesi sağlandı .
Tarafsız olması gereken RTÜK her kanala eşit davranma zorunluluğu olan ama hükümete yakın kanallar yapınca kör , başka kanallar yapınca acımasızca ceza yağ dirdi. Eskiden en azından bazı konular tartisilirdi , habercilik vardı uğur Dündar arena programında bakanın Almanya'daki evini nasıl aldı diye programlar yapabiliyordu . Şimdi burnunun ucunda dönen dolapları görmeyen bir medya var maalesef.
Milet boş vezmiyo herkez gazete okuyor bizim ülkede ise gıybet başlar iki kişibir araya geldimi niye bizim okumak bu kadar zorumuza gidiyo ondanmı yapmıyoz.
Yazılı basının bir el tarafından kukla gibi kullanıldığı anlatılmış. Bizde o gazeteleri okuyarak, o gazeteleri kukla gibi kullananların yalanlarına inanıyoruz.
Bu fotoğraftan anladığım kadarıyla basın bizim olayları ne kadar görmemizi istiyorsa biz o kadar görebiliyoruz. Basının avucunun içinde gibiyiz, ne isterlerse ona göre şekilleniyoruz.
Her şeyi tek bilden yöneten bir foto
Bu resimden anladığım şudur bir güç var ve o gücün elinde bir sürü gazete var insanlarda bu gazeteleri okuyorlar Ama bu güç insanlara kendi istediğini okutuyor Aslında insanların aradığı farklı bir şeyler. "Doğrular" ama iktidar ne okunmasını istiyorsa halk onu okuyabilir anlamına geliyor. Basın özgürlüğü denen birşeyin kalmadığı anlatılmaktadır.
Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.