Erkek egemen toplumda kadınlar öncelikle ekonomik özgürlüklerini sağlayarak ve kariyer yaparak kendilerini ispat edebilirler. Sivil toplum örgütleri yoluyla ezilen hakları yenilen kadınların haklarını koruya bilirler. Yani örgütlenmelerinde yarar vardır.
Egemen erkek toplumunda kadınlar, kendi haklarını ve eşcinsellerin özgürlüklerini savunmak için mücadele ederler. Herkes birbirini aşağılama, küçük düşürme, ötekileştirme derdinde. Bu durumdan en çok kadınlar rahatsız olduğu için doğal olarak toplumda seslerini duyurmak isterler.
kariyer planlamalarında ya da iş sahalarında yönetici konuma ulaşabilme çalışmalarında bulunabilir
Maalesef mesela Arabistan gibi yerlerde kadınlar futbol sahasında girdik diye ya da araba kullandık diye Bayram yapıyorlar. Biz de o tarafa doğru gitmek için elimizden geleni yapıyoruz maalesef.onlar gibi olmaya çalışıyoruz.
Erkek egemen toplum diye bir şey yok. Erkekleri kadınlardan üstün gösterme çabasıdır bu söylem. En büyük mücadelemiz de bir erkeğin egemenliği altında ezilmemek ve hep dik durmak kendi ayaklarımız üzerinde kalabilmek olmalı. Hem kendimize güvenip hem de yanımızda ki erkeğe de kendimize güvendiğimizi belli etmeliyiz ki ezilmeyelim.
Erkek egemenliği lafı zaten en başta yanlış bi kelime yok öyle birşey bi erkeğin yapıpta yapamadığım bisi yok lise de okuduğum bölümde dolayı ben priz bile degistirebiliyorken bu lafı kabul etmiyorum ama şu var kocasına maddi olarak veya başka gitcek yeri olmadığı için susan kadınlar yüzünden erkekler tepemize çıktı ve kendini büyük bisi sandılar bizden üstün veya bazı anneler o erkek istediği saate gelir bırak o erkek masayı toplumasın vs dendiği için şımarıklık sadece bu erkeklerin yaptığı
Erkek egemen bir toplum göremiyorum ben şahsen, ama kadınların ezilip hırpalandığı doğru. Erkekler bir çok konuda kadınlara oranla daha özgür en basit örnek kadınlar gecenin belli bir vakti dışarıya çıkamıyor erkekler ise bu konuda hür ve özgür bırakılmış. Tamamen toplumsal baskılar yüzünden kadınlar ezilip hor görülüyor ve tüm bunlara rağmen kadınlar bunlara direniş göstermek zorunda kalıyor. Keşke böyle bir durumla karşı karşıya gelmeseydik, bu dünya belkide yaşanması en güzel dünya olabilirdi.
Er konuda mücadele veriyor kadınlar eşit çalışma hakkı olsun ekonomik özgürlük konusunda olsun yetmezmiş gibi bir de tecavüz ve şiddetle de mücadele ediyor. Ben şahsen dışardaysam ve Kadıkçy dışında mesela karşıdaysam çok tedirgin oluyorum. Her an her saniye tetikte oluyorum. Bu durumdan çnanılmaz derecede sıkıldım.
Okumalı, çalışmalı daha çok öğrenmeli yaşı kaç olursa olsun hep ilerlemeli. Yapamazsın diyenlere inat başarmalı. İlk önce kendi ayakları yere basmalı sonra evlenip bu dünyada ki bütün insanların eşit olduğunu ve saygının ne demek olduğunu bilen çocuklar yetiştirmeli
İşlere daha çok ortak olmalı ve devamını getirebilmesi gerekir. Şartlar zor ama okuyarak kendini geliştirmesi gerekir . Çoğu kadın bu mücadele içerisinde devam ediyor
Neresinden başlasam anlatmaya bilemedim. Kadın olmaktan önce insan olduğumuzu idrak etme ve bunun diğerlerince de farkına varılmasını sağlamaya çalışmaktan mı, yoksa cinsiyet farkının bizi daha az yapmadığını anlatmaya, göstermeye çalışmaktan mı, ya da sadece kadın olmaktan dolayı karşılaştığımız ön yargılar, ayrımcılıklar ve şiddetten mi? Belki de öyle bir topluma çocuk yetiştirme mücadelemizden, eve ekmek götürme mücadelemizden, toplu taşıma araçlarında, iş yerlerimizde hatta evlerimizde maruz kaldığımız taciz ve tecavüzlerden, bunları aşarak verimli olmayı sürdürme mücadelemizden, cinsiyet eşitliğinin sadece, insan hakkı, bir hak hukuk konusu değil doğa kanunu olduğunu anlatma mücadelemizden bahsetmeliyim. Hangisinden bahsedecek olursam olayım her biri ciltlerle ansiklopedi doldurur diye düşünüyorum. 8 Mart'a doğru yerinde bir soru olmuş, teşekkür ediyorum.
Çok yerinde bir başlık olmuş ilk önce bu yüzden tebrik etmek isterim. Konuya dönecek olursam da kısa ve net bir cevap vermek zor, güçlü ama net mücadelelerine sembol olması açısından yerinde olacak diye düşünüyorum(Mücadele verirken gencecik kadınlarımızın hayatlarını "kısa" sürede kaybetmesi.). Onlar zulmün, kederin, zorluğun, baş kaldırmanın sesi oldular ileride kendilerine belki de zulüm edecek erkekleri doğurdular, büyüttüler onlar kadınlarımızdı... Uğrunda can verdikleri bu anaç mücadelede annelerimize, aşklarımıza saygılarımı sunarım. (Not:Kadının ezildiği ülkeleri ele alarak konuştum.)
Erkeklerin egemen olduğu bir toplumda kadın çalışarak, erkeklere karşı sessiz kalmayarak, konuşulması gereken yerde konuşarak, istediği yerde kahkaha atarak gülerek, gecenin bir köründe dışarıya çıkarak gücünğ gösterebilir. Bu dünya üzerinde sadece erkekler yok sonuçta ve bunu toplumun hafızasına kazıyacak tek kişi kadındır. Hoş bence kadın kendini ispatlamaya çalışana kadar, erkeklere bu konuda eğitim verilip kafa yapıları değiştirilmelidir.
Evet ülkemizde böyle bir durumu mevcut maalesef fakat çoğu ülkede bu durum böyle değil erkek kadın eşit. Eşit olmayan ülkeler yüzünden dünyada bazı ülkelerde kadın ezilip hor görüyor Ve şiddet uygulanıyor Bu yüzden de dünya 8 Mart Kadınlar Günü diye bir gün yapmışlar ama kimse umursuyor mu bunu da açıkçası bilemiyorum en azından bizim ülkede umursanmadığını biliyorum çünkü kadınlara değer vermiyor erkekler, acaba kadınlar olmasa erkekler ne yapardı düşünemiyorum bile.
Erkekler yani biz evet kendilerimizi bazen çok gereksiz yere yüceltiyoruz ve kadınlardan üstün zannediyoruz halbuki öyle bir şey söz konusu bile olamaz toplumlarda herkesin hakları eşittir kadın erkekten yada erkek kadından üstün olamaz
Kadınlar erkek egemen toplumlarda yediklerinden içtiklerinden giydiklerine, çalışma yaşamlarından sosyal hayatlarına kadar her alanda çeşitli mücadeleler vermektedir. Bunlardan en yaygın olanı da erkeklerin hatta bazı kadınların kendilerinin de kadına neyin yakışıp yakışmayacağına karar verebileceklerini düşünmeleridir.
Kadınlar bir şekilde mücadele etmeye çalışıyor. Hakları, özgürlükleri, hatta bazen (maalesef) hayatları için mücadele ediyorlar. İlk toplumlarda kadın kutsal sayılırdı oysaki. İslam da kadına değer veriyor, ama nasıl oluyorsa müslüman toplum olarak geçinenlerin bir kısmı kadını resmen aşağılıyorlar.
Her şey aslında.Özgürlük,düşünce özgürlüğü,cinsiyetçilik,iş alanında yapılan ayrımcılık,kadınların suistimal edilmesi gibi bir çok etken var.
Kadınlar öncelikle bir erkeğe muhtaç olmayıp kendi kariyerlerine önem vermelidir ve ekonomik olarak ayakta durabilmelidir. Onun dışında hak ve hukukta kesinlikle böyle bir ayrım yapılamaz.
Erkeklere kadınlarında çoğu işi yapabileceğini inandırmaya çalışmak oluyor.Kendilerine normal insanmış gibi bakılmasına çalışıyorlar.Kendini bilmez kişilerle uğraşmak zorunda kalıyorlar.
Kendilerine karşı olan yanlış düşünceleri değiştirmeye çalışıyorlar.
Yumuşak mizaçlı isen seni dinlemeye biliyorlar.
Kendilerini geri çekmek yerine günlük hayatta erkeklerin yaptıkları bütün işleri yapabileceğini göstererek kadınların da çalışması
Erkekleşmeden , erkekle güç yarışına girmeden işi i halledip ,mücadele vermektir.
Toplumda kadın ve erkek aynı koşullarda çalışma imkanına sahip olarak onlar gibi söz sahibi olmaya çalışıyorlar. İş dünyasında kadınlarda büyük oranda söz sahibi olmak istiyor.
Hangi birini sayalım ki? Ne yazık ki öyle bir durumdayız ki yeri gelince ölmemek için mücadele ediyoruz. Özgürlüğümüz için çabalıyoruz, haklarımız için çabalıyoruz, toplumdaki yerimizi göstermek için çabalıyoruz... Çabalıyoruz ama umarım işe yarıyordur bütün bu mücadelelerimiz boşa değildir.
her başarılı erkeğin arkasında güçlü bir kadın vardır sözünü vurgulamak isterim ama kadın ve erkeklerin eşik davranılmasının da altını çizerim msele sadece erkeğin üstesinden gelebileceği bir mesele ise kadının sdece yardım etmesi gerek
Aradığın bilgi, eğlence ve arkadaşlar burada.