Tanımadığınız birisi selam verdiği zaman aklınızdan ne geçiyor?

eger amerika'da yasiyorsaniz, size cok da tuhaf gelmeyen bir durumdur.

ilk baslarda goz goze geldiginiz insanlarin size gulumseyip selam vermesini garip karsilarsiniz, mal mal bakarsiniz size selam verene. hatta kendi guzelliginize ya da yakisikliliginiza baglayabilir, belki biraz havaya girersiniz. zamanla durumun size ozel olmadigini kavrar ve siz de bu duruma ayak uydurur selam vermeye baslarsiniz goz goze geldiklerinize, magazada karsilastiklariniza ya da restaurant sirasi beklerken onunuzde, arkanizda duranlara. hatta size "how you doing?" falan diyenlere "iyiyim, nasil olsun iste, yorgunluk falan" diye bir de durum izahati yapip ayakustu sohbet bile edersiniz. zamanla bu "how you doing?" inde aslinda size ozel olmadigini farkedip, otomatige baglanmis bir selam oldugunu ogrenip, siz de "how you doing?" deyip cevabini bile beklemeden gecip gidersiniz. yani ortada ozel bir durum yoktur aslinda.

ama yine guzeldir tanimadigin birinden selam almak. hele bunun bir aliskanlik haline gelmis olmasi daha da guzeldir. yuzunuzde gulumsemeye hazir bir ifade ile dolasirsiniz sokaklarda, magazalarda. ta ki turkiye'ye ya da belki new york'a gidene kadar. aliskanlikla insalara selam verirsiniz yine ve sonra insanlar size mal mal bakmaya baslar. bu mal bakislar ya da mal oldugunuzu dusunmeler hosunuza gitmezse eger, insanlarla gozgoze gelmemeye calisirsiniz ya da bu aliskanligi bir sureligine rafa kaldirmaya kalkarsiniz. ya da belki yuzunuzde ayni gulumseme ile inadina selam vermeye devam edersiniz insanlara. devam edersiniz ki, iclerinden sadece bir tanesine bile

"hic bir alakamiz yokken mutlu etti beni" dedirtme ihtimaliniz olsun.