0

Oldu elbette. Öyle zamanlarda derhal, "canı peynirli börek isteyen at" öyküsünü anımsıyorum. Kısaca: Bakıcısının eşinin pişirdiği peynirli böreğin kokusunu alan at, bunu dillenip bakıcısına söyleyemediğinden böreği yiyemez. İçine dert olur bu. Zayıflar, güçten düşer, yarışamaz hale gelir. Bakıcısı da ne yapsa bir türlü çare olamayınca, atın sahibine haber verir ve sonuçta bir veteriner hekim atı görür. Ancak onun yaptıkları da atı iyileştirmez. Hayvan günden güne zayıflayıp, kendisini tamamen tüketir. " şeklinde bir öyküdür bu. Peki bu öykü bana ne anlatıyor? Bir şey istediğimde dile gelip bunu söylemeyi veya popomu kaldırıp istediğim şeyi kendim yapmayı, her ikisi de olanaksız ise aklımı başıma toplayıp istememeyi öğrenmeyi.

0 0
0 yorum - paylaş -

Özel bir cevabı görüntülemektesiniz, tüm cevapları görüntüleyin.

Arkadaşların Ahmetesor'da senden habersiz para kazanıyor olabilir.

para kazan