İslamiyet sonrası Türk halk edebiyatı kapsamında, bir yandan şaman şiirinin izlerini taşıyan, diğer yandan da düşünsel olarak İslam dini ve tasavvufla beslenen dinsel halk edebiyatı oluşmuştur.
Bu edebiyat, işlediği konularla halk dilini, düşüncesini, duygu ve inancını esas alarak toplumsal kesimlerin bütününe seslenmektedir. Dinsel halk edebiyatı, Ahmet Yesevi’nin Hikmet‘lerindeki öğretici unsurları, Yunus Emre’nin ilahilerindeki duygu ve düşünceleri aşılama, inandırma ve coşturma isteğini günümüze kadar sürdüregelmiştir. Dinsel halk edebiyatı bu yanıyla geniş toplumsal kesimler arasında birleştirici, ortak duyguları zenginleştirici bir işlev kazanmıştır. Mesaj iletme kaygısından dolayı İslami halk edebiyatı ürünlerinde dinsel temalar ağırlık taşımaktadır.
Arkadaşların Ahmetesor'da senden habersiz para kazanıyor olabilir.