+2

Hasta toplum hangisidir? Kronik kitlesel işsizlik üreten, geniş kitleleri yoksulluk ve açlık sınırının altında tutarken parayı onur ve haysiyetin tek simgesi yapan, hukuka güvenin yok olduğu, toplumsal yaşamın güvensizlik, öfke, duygu ve anlam karmaşası ürettiği, geleceği kurma güvencesi veremeyip yalnızca geçmişe öykünen toplumlar hastadır. Yalnızca bu kadar değil. Eğitimine güvenmeyen, kadını ve çalışanları kullanılıp atılacak bir eşya gibi gören, insanların kendilerine ve başkalarına yabancılaştığı, yalnızlaştığı (3), bencilliğin sıradan bir kişilik özelliği olduğu, dayanışma duygusunun kaybolduğu, modern zamanlarda “öldürücü” geleneklerini bir türlü yenileyemeyen toplumlar da hasta toplumlardır. Mizahın yasaklandığı, ağlamanın gülmeye tercih edildiği, kadının gülmesinin edepsizlik sayıldığı, ayıpların arzuları tamamen hapsettiği toplumlar hastadır. Bizi hasta eden toplumu ve toplumsal ilişkileri değiştirmeden ruh sağlığımıza tamamen kavuşabilir miyiz? Hasta toplumun bize “bulaştırdığı”; düşünce, duygu ve davranışlarımızı yönlendiren dil alışkanlıklarımızın farkındaysak, hastalığı çok hırpalanmadan sürdürmek mümkündür. Başkalarının cebinde dolaşan elimize, cinselliği metalaştıran belimize, bizi uyuşturan ve uyutan dilimize bir parça hâkim olabiliyorsak umut var demektir. Farkında olmak gereklidir, fakat yeterli değildir.

İnsan nedir? Bir doğa varlığı ve toplumsal bir varlıktır. Bilinçli olarak kendine zarar vermek istemeyen, tek hücreliler gibi adeta bulduğu bir “ışık” boyunca ilerleyerek yön bulmak, bir yere varmak, vardığı yerde “genişleyerek” yer tutmak, kabul ve onay görmek isteyen toplumsal bir varlıktır. O halde toplum ona ışık tutmalı ve yer açmalıdır. İnsanın doğası toplum değiştikçe değişir. İnsanın tarihsel-toplumsal süreç boyunca değişen öznellikleri, her defasında kim olduğuna veya olmak istediğine işaret eden “öznellik durakları” vardır. Kendine zarar vermeksizin yoluna devam etmek isteyen insan korunmak ve toplumsal değer kazanmak için öznellikler geliştirir, öznellikler geliştirirken de diğer insanların korunmasını güçleştirebilir, onları değersizleştirebilir. Bireysel öznellik, gerektiğinde ortak nesnelliğe dönüşemezse, diğer insanları korumaksızın yalnızca kendini korumak için sakınmak, hem kendimizin hem de onların korunma yolunu daraltmak demektir. Işık tek başına bulunabilir, fakat birlikte korunursa ve herkesi aydınlatırsa sönmez.

2 0
0 yorum - paylaş -

Özel bir cevabı görüntülemektesiniz, tüm cevapları görüntüleyin.

Arkadaşların Ahmetesor'da senden habersiz para kazanıyor olabilir.

para kazan