0

Bir: Baştan itibaren bir siyasal kurum olarak doğan, o şekilde var olan hilafet; hanedanla, yönetici kesimle iç içe geçmiştir.

İslam tarihi bunun örnekleriyle doludur.

Bu durumda saltanatı kaldıran ve Osmanlı İmparatorluğu’nu tasfiye eden genç Cumhuriyet’in hilafet kurumunu muhafaza etmesi, hem Osmanlı’nın idari yapısının sürdürülmesi hem de ülke içinde iktidarı başka güçlerle bölüşmesi anlamına gelecekti.

İki: Hilafet hiçbir zaman İslam âlemini birleştiren, uyumu sağlayan bir kuruma dönüşemedi.

Üç: İngilizlerin 19. Yüzyıl’ın ikinci yarısından itibaren hilafet ile yakından ilgilendiği ve bir Arap hilafeti yaratmaya çalıştığı açıktır.

Dört: Hilafetin kaldırılmasının ardından ortaya çıkan çekişmeler de çeşitli İslam devletlerinin aralarındaki hesapları ortaya koyuyor.

Beş: Ve nihayet Atatürk’e ‘diktatör’ diye saldırarak her şeyi saptıranlar şunu çok iyi bilsinler: Atatürk, kendisine İslam dünyasının çeşitli kesimlerinden gelen ‘Sen Halife ol’ tekliflerini elinin tersiyle itmiş bir liderdir.

Altı: Hayat, Mustafa Kemal’i haklı çıkarmıştır. Günümüzde İslam dünyasını birleştirecek, bir arada tutacak, Vatikan benzeri bir kurum, akıl ve vicdan sahibi bir kimsenin, bir Müslüman’ın aklına bile gelmiyor.” kaynak cüneyt akalın

0 0
0 yorum - paylaş -

Özel bir cevabı görüntülemektesiniz, tüm cevapları görüntüleyin.

Arkadaşların Ahmetesor'da senden habersiz para kazanıyor olabilir.

para kazan